Bağcılar Masaj Salonu

Bağcılar Masaj Salonu

Bağcılar Masaj Salonu “Peki bu ne kadar zamandır sürüyormuş?” “Aşağı yukarı iki senedir. Zamanlama manidar.” J ayne Ann Krentz “Julius’un boşanmasıyla aynı zamana denk geldiği için mi?” “hepimiz Julius’un, Hastingsleri yok etmeyi planladığını söylüyor. Dev, Julius namluyu hedefe doğrulttuğunda dönüşü olmadığını söylüyor. Isı-güdümlü roket şeklinde hedefe ulaşana kadar durmaz diyor.” “Beni askeri terimler kullanarak anlatmak zorunda olduğun bir insanla tanıştırdığına inanamıyorum.”

“Bu Dev’in tanımı,” dedi Irene. “Julius ile daha da yakınlaşmadan önce bunları bilmeni istedim, o denli. İntikam peşindeyse çevresindekilere de zarar gelebilir.” “Bu kör randevuyu ayarlayan sensin. Şimdi de kalkmış beni Julius’a karşı uyarmayorsun, öyle mi?” “Ben ikinizin birbirinize uygun olduğunu düşünüyorum hakkaten de. Fakat şunu kabul ediyorum, Dev de ben de eğer ikiniz böyle bir ilişkiye başlarsanız belki Julius, Hastings’e yapmaya çalıştığı şeyi bırakır diye de düşünmedik değil.” “Julius Arkwright için üzülmemi sağlamaya kalkma sakın.”

Bağcılar Masaj Salonu

Bağcılar Masaj Salonu irene gözlerini kırpıştırdı. “meydana getirmeye çalıştığım şey bu değil.” “Evet, tam da bu. Julius’un depresyonda bulunduğunu, kafayı intikam almaya taktığını ve düzeltilmesi gerektiğini düşünmemi sağlamaya çalışıyorsun. Fakat benim görebildiğim kadarıyla Julius başının çaresine bakabilecek bir tip. Aslına bakarsanız söylemiş olduğim gibi, şu anda başka önceliklerim var. Hayatımı düzene sokmaya çalışıyorum, unuttun mu?” “Evet, doğru.” irene arkasına yaslandı. “Ve bu fakatç için Julius Arkwright’ı tutmuştun.” “Aynen,” dedi Grace yumuşak bir şekilde. “Yalnızca bir iş anlaşması. Burada görülecek bir şey yok. Kalabalık yapmayın, devam edin.” “Bırak bu ağızları. Julius’un seni eve bıraktığı gece ne oldu?”

Nefes Al Grace dudaklarım büzdü. “Bir sürü şeyin yanı sıra dosdoğru Witherspoon’u öldürüp öldürmediğimi sordu.” “Aman Tanrım,” diye inledi irene. “O da lafa nasıl başlanır hiç bilmiyormuş.” “Aynen. Fakat söyleşi nasıl bitirilir iyi biliyor, tam da öyle oldu. Doğrusu bir bakıma. Evden kovdum onu. Evden çıkarken bana inanılmış olduğunı söyledi.” “ama sen yine de kovdun adamı.” “elbette.” Grace bir yudum kahve içip fincanı indirdi. “ama sonra beni aradı.” “Hmm, bak sen,” dedi irene yumuşak bir şekilde.