Bağcılar Mutlu Sonlu Masöz Bayanlar

Bağcılar Mutlu Sonlu Masöz

Babaannesinin kimlik çipi. Hanımın kanıyla kaplı bir tülbende sarılarak mutfak tezgâhının üstüne bırakılan kimlik çipi. Polis dedektifi bunun, ortadan yitmek ve bulunmak istemeyen insanlar tarafınca meydana getirilen Bağcılar Mutlu Sonlu Masöz yaygın bir davranış olduğunu söylemişti. Kimlik çiplerini gömülü olduğu bileklerinden keserek çıkartıyor ve geride bırakıyorlardı. Dedektif bunu söylerken, sanki büyük bir gizemi aydınlatmış gibi bir tavırla konuşmuştu ama  Scarlet, adam  kaçıran suçluların da bu numarayı yapabileceklerinin farkındaydı.

Sandviçin üstüne beşamel sosu dökerken buldu. Tezgâhın çevreından dolaşarak yanına yöneldi ve dikkatini çekmek için ona seslendiğinde sinirli bir yüz ifadesiyle karşılaştı. “İşim sonlandı,” dedi Scarlet, Gilles’in çatılan kaşlarına aynı şekilde yanıt vererek. “Sipariş alındı kâğıdını imzala.” Gilles sandviçin yanına bir miktar patates kızartması koydu ve tabağı çelik tezgâh üstünden Scarlet’a doğru ittirdi. “Bunu dışarıdaki ilk masaya götür, ben de ayrıca imzanı atayım.” Scarlet burnundan soludu. “Ben senin elemanın değilim Gilles.”

Bağcılar Mutlu Sonlu Masöz

“Elinde bir fırçayla seni arka sokağa göndermediğime şükret bence.” Gilles ona sırtını döndü. Beyaz gömleği, yılların teriyle sararmıştı. Scarlet’ın parmakları sandviçi onun kafasına fırlatıp, domates mi yoksa sandviçin mi daha iyi patladığını görmek için kaşındı fakat bu fantezisi, gözünün önüne gelen babaannesinin ciddi bakışları ile derhâl sonlanmış oldu. Babaannesi eve döndüğünde, Scarlet’in öfkeyle hareket etmesi sonucu, haiz oldukları en eski müşteriyi kaybettiklerini öğrenirse ne de büyük bir hayal kırıklığı yaşardı.

Scarlet tabağı aldı ve bir hışımla mutfaktan dışarı yöneldi. Mutfak kapısı hemen hemen arkasından yeni kapanmışken, neredeyse başka bir garsona tosluyordu. Rieux barı pek hoş bir yer sayılmazdı —bölgeler yapış yapıştı, masa ve sandalyeler birbiriyle uyumsuz ve ucuz eşyalardı, havaya da bir yağ kokusu hâkimdi. Fakat insanoğluın boş zamanlarında  en sevdikleri şeyin içmek ve   dedikodu   yapmak   olduğu   bir   kasabada,  burası,   özellikle tarla işçilerinin yirmi dört saatliğine ekip biçmeye son verdiği pazar günleri olmak üzere, her süre dolu olurdu.

Kalabalığın, içinden geçebileceği kadar ayrılmasını beklerken, Scarlet’ın gözü barın arkasındaki ekranlara takıldı. Uç ekranın her birinde, iki gece öncesinde internete bir bomba   gibi   düşen    görüntüler    yayınlanıyordu.    Doğu    Ulusları    Topluluğunun geleneksel balosunda yaşananlar, herkesin dilindeydi. Ay Kraliçesi’nin özsevi konuğu olarak katıldığı baloya bir sayborg kız gizlice giriş yapmış, birkaç avizeyi parçalara ayırmış ve konuk kraliçeyi öldürmeye girişim etmişti… Yada kim bilir asıl hedefi, hemen hemen tacını yeni giymiş genç imparatordu. Vaka hakkında herkes farklı şeyler söylüyordu. Ekranlardaki donuk karede, yüzü çamurlu ve atkuyruğundan kurtulmuş saçları terli yüzüne yapışmış bir kızın görüntüsü vardı. Kızın Kraliyet Balosuna iyi mi olup da giriş yapabildiği bile büyük bir gizemdi.