Bağcılar Mutlu Son Masaj Esra Hanım
Bağcılar Mutlu Son
Bağcılar Mutlu Son öteki önemsediği organı ise beyniydi. Beyninin yönetimi eğer olmazsa en güzel organ veya hanım bile bir aslati, bunun da bilincindeydi. * * * Hastaneden çıktıktan sonrasında işe geçti. Bir gazeteye haftada bir yazı yazıyordu. Mesleğine âşık bir arkeologdu. Hayatını yazdığı yazılardan kazanıyordu. Sadece tarih ve arkeoloji üzerine de yazmazdı. Üslubunun kadınsı özelliği, yazdığı köşeye ayrı bir renk katmıştı.
O güzellikteki bir hanımdan gmeşhurk hayat ve sex yazması beklenirdi. Mine bunu da çok iyi becerirdi. Genç yaşına karşın kendi ayaklarının üzerinde duruyor ve hatırı sayılır bir çevre de ediniyordu. Fakat bu ancak gününü kurtarıyordu, kenarda bir birikmişi yoktu hemen hemen. Onun benzer biçimde güzel ve özgürlüğüne düşkün bir hanım kendini şımartmaya ya da şımartılmaya da düşkündür.
Bağcılar Mutlu Son
Bağcılar Mutlu Son Bunu kısıtlı bir halde yapıyor ama hayallerini ve isteklerini de ötelemek istemiyordu. Şehirden uzakta, antik bir şehre yakın, yarı ahşap yan taş verandalı, deniz gören bir ev; arkada bir zeytinlik veya üzüm bağı; bir sürü evcil hayvan ve bir at, denizde her an uzak kıyılara gitmeye hazır bir yelkenli ve tabii bunları paylaşacak âşık olduğu bir adam. Böyle bir ortamda yaşarken de insanlara yardım etmek, doğayı korumak ve insanlara örnek bir yaşamı olsun istiyordu. Yaşamı bir sanat şeklinde düzenlemekti düşsel. Kimi zaman bu yaşam şartlarında ne kadar koşsa da hep aynı yerde duruyormuş şeklinde geliyordu ona.
Bazen de çok hırslı olduğunu düşünmekten kendini alamıyordu, yaşına gore iyi bir yerde olduğunu söyleyerek teskin ediyordu kendisini. Ruhunun derinliklerinde bir yerde ailesinin iflas etmeden önceki rahat dünyasına bir özlem vardı. Devamlı çalışmak zorunda olmasa bile geçinebileceğini, kişisel lükslerini yaşayabileceğinin bir güvencesi olmasını isterdi. Onun güzelliğinde ve zekâsında olan biri isterse bunu bir erkek üzerinden çok rahatça elde edebilirdi. Fakat bu onun mizacına çok tersti. Doğru bildiğini her süre söylerdi ve başka birinin onun üzerinde tahakküm kurmasına asla izin veremezdi. Her şeyden önce kendisi istemeliydi. Eğer bir erkeğe ruhuyla, bedeniyle teslim olacaksa bu kendi isteğiyle olmalıydı. Bunun da yolu aşktan başka ne olabilirdi ki. Yoksa erkekleri yönetmek hiç de zor değildi.
Son yorumlar